T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BİLECİK / BOZÜYÜK - Bozüyük Anadolu İmam Hatip Lisesi

Nurettin Topçu'yu ve "Türkiye'nin Maarif Davası"nı Konuştuk

Nurettin Topçu'yu ve "Türkiye'nin Maarif Davası" Adlı Eserini Konuştuk

Öğretmenlerimiz Nurettin Topçu'nun "Türkiye'nin Maarif Davası" adlı kitabını 5 Mart 2020 tarihinde Perşembe günü saat 16.00'da söyleşi yoluyla değerlendirilmiştir. Nurettin Topçu'nun kitabın tanıtımını Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Murat GÜLER yapmıştır.

Kitabın ana hatları şöyle rapor edilebilir:

  -  Son iki asırda birçok yeni mektep açıldığı ancak bu mekteplerde eskinin taklidi yerine moda kelimesiyle ifade olunan yeninin taklidi yer aldığı aktarılmıştır. Avrupa körü körüne taklit edilmek istendi, lakin ilim sevgisi aşılanmamıştır; âlimin üstünlüğü ve cemaat içindeki önderliği telkin edilmemiştir. İlim, bizim hayati menfaatlerimiz için vasıta olarak, şekil olarak istismar edilmek istenmiş; teknik putlaştırılmıştır. Zamanımızda ise adeta milli mukaddesatın hizasına yükseltilen tekniğe bağlı değerler, en fazla kazanma gücü, millet kültürünü azar azar ortadan kaldırmaktadır.

- "Millet bünyesinde inkılaplar, mektepte başlar ve her milletin kendine özel olan mektebi vardır. Milli mektep, zihniyet ve örfler ile, metotları ve müfredat ile, terbiye prensipleri ve psikolojik temeller ile, hatta binasının yapı tarzıyla kendini başka milletlerinkinden ayırır. Bizde vaktiyle medrese, milli mektepti. Lakin milletin ruhu ve içtimai inkişafını takip edememiş ve cihanın fikir ve irfan hayatıyla bağlarını çoktan koparmış olduğundan, olduğu yerde enkaz halinde yıkıldı, çöktü." Tespiti yapılmıştır.

 

Beklenen Gençlik bölümünden;

                -Her devrin gençliği kendi enerjisini harcayabildiği âlemde yaşıyor. Eski Mısır'ın gençliği tabiatla çetin mücadelenin sahnesinde, Sümer gençliği tapınakta kendi simasıyla görülmektedir. Batı, gençliğini geçen asırda romantizm içinde yaşadı. Hayatın her sahasında, sanatta olduğu kadar siyasette, hukukta, dinde ve ahlakta kendini gösteren romantizm hareketi Batı'nın gençliğiydi. Ashap devri, İslam'ın ilk gençlik devridir. Osmanlılar, asırlarca yaşlanarak kocalmış olan bu aşk ve iman ağacına yeniden gençlik aşısı yaptılar. Yavuz Selim sanki Hattab'ın oğlu Ömer'in tekrarlanan gençliğidir.

İmanın içselliği ve derinliği nispetinde gençlik değerlidir, verimlidir ve takdirlere layıktır. Her cemiyet kendi gençliğinin çehresinde değer kazanır. Dünyanın en heybetli gençliğini hayata çıkarmıştık, ancak milletimizin tarihi de o muhteşem gençlik devrini aşarak yorgunluk çağını tanıdı. Üç asırlık yıkım asrımıza, imanı riya ile bulanmış, iktidarı menfaatine esir, hezimet halinde bir milli varlığı miras bıraktı.

Bazen bozgunla biten bir harbin yıkamadığı ruhları, zafer uyuşturuyor ve bir nesli kendinden geçirtebiliyor. Kurtuluş Harbi'nden önceki devirde, vatan parçası diye Yemen çöllerinde koşan bir gençlik vardı. Zaferden sonraki gençlik için Anadolu'da hizmet teklifi, çoğu kere sürgüne gönderilmek manasına geldi. Her defasında yıkılışımızın sebebi, benliğimizden kaçarak, Batı'nın taklitçiliğine sığınma sevdamızdır. Asrın başından beri üç defa hamle yapmak isteyen gençliğin, üçünde de yıkıldığı görüldü.

Nurettin Topçu'ya göre;

                -Nurettin Topçu, olması gereken muallim yapısını da şu sözlerle ifade etmiştir: Her şeyden evvel muallim, hayatımızın sahibi olmaktan ziyade sanatkârıdır. Kullanıcısı değil, yapıcısıdır. Seyircisi değil, aktörüdür. O, en doğru, en güzel hayat örneğini yapar, hazırlar ve bize sunar; biz yaşarız. Bizim vazifemiz, bu hayata anlayış katmaktır, anlayışla ona iştirak etmektir. Balını yemeyip yaptıktan sonra bize bırakan arının bu hareketini şuurlandırıp bir ideal haline getirirseniz, onda muallimi bulursunuz. O, ruhunuzdaki kat kat fetihlerin kahramanı ve şerefli sahibi olduğu halde, bu hayatı yaşamayı değil, ona hizmeti tercih ile seçmiş fedakâr varlıktır. Muallim, geçeceği yol bütün engellerle örtülü olduğu halde buna tahammül etmesini bilen, tahammül etmesini seven idealdir. İdealin düşmanları karşısında bile bunlara "beddua et" denildiğinde, "hayır, ben beddua için gönderilmedim" diyerek, "bir gün gelecek bunlar davamıza en büyük hizmetti yapacaklardır" diyen rahmet müjdecisidir.

 

 

03-04-202003-04-202003-04-2020

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 03.04.2020 - Güncelleme: 03.04.2020 10:59 - Görüntülenme: 222
  Beğen | 0  kişi beğendi